Türkiye'nin ilk "İklim Kanunu Teklifi" Meclis'e sunuldu. Teklifin gerekli ayrıntılardan ve hedeflerden büyük oranda yoksun olduğunu vurgulayan Prof. Dr. Murat Türkeş, düzenlemenin mevcut haliyle var olanın ötesine geçilemeyeceğine dikkat çekti.
yalçın cuğ
Türkiye'nin ilk "İklim Kanunu Teklifi", 20 Şubat’ta TBMM Başkanlığı’na sunuldu.
AKP İstanbul Milletvekili Mustafa Demir ve AKP Bursa Milletvekili Emel Gözükara Durmaz'ın ilk imza sahipleri olduğu teklifte, 99 AKP milletvekilinin daha imzası yer aldı.
Bahse konu teklif ile iklim değişikliğiyle mücadele bağlamında sera gazı emisyonlarının azaltılması, bu doğrultuda iklim değişikliğine uyum faaliyetlerinin, planlama ve uygulama araçlarının, iklim değişikliği ile mücadelede kullanılacak gelirlerin, ayrıca izin ve denetime ilişkin ilkelerin yasal ve kurumsal çerçevesinin düzenlenmesinin amaçlandığı belirtildi.
Kanun teklifi 21 Şubat tarihinde esas olarak Çevre Komisyonu; tali olarak da Adalet Komisyonu, Plan ve Bütçe Komisyonu ile Sanayi, Ticaret, Enerji, Tabii Kaynaklar, Bilgi ve Teknoloji Komisyonu'na girdi. Teklifin bu hafta komisyonlarda görüşülmeye başlanması bekleniyor.
'Sera gazının azaltımına dair hedef ve kömürden çıkışa ilişkin politika yok'
Boğaziçi Üniversitesi İklim Değişikliği ve Politikaları Uygulama ve Araştırma Merkezi Yönetim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Murat Türkeş, kanun teklifine ilişkin soL’a değerlendirmelerde bulundu.
Türkiye’nin Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi kapsamında yürürlüğe giren Paris Anlaşması’na taraf ülker arasında olduğunu hatırlatan Türkeş, söz konusu anlaşmanın iklim değişikliğinin olumsuz etkilerini azaltmak ve buna dair adaptasyon ve finansmanı düzenlemek amacıyla yürürlüğe girdiğini belirtti.
Türkeş, Paris Anlaşması’nın gereklilikleri ve Türkiye’nin faydası açısından iklim değişikliği mücadelesi kapsamında sera gazına yönelik azaltım hedefi beklendiğini, ancak kanun teklifinde söz konusu hedefe yer verilmediğine dikkat çekti. Ayrıca Türkeş, “Türkiye Cumhuriyeti'nin Cumhurbaşkanı tarafından açıklanmış olan ‘2053 yılı itibarıyla net sıfır emisyon’ hedefine nasıl ve hangi yollarla ulaşılacağına dair yine net politikalar yer almıyor” dedi.
Türkiye’nin enerji alanında fosil yakıt kullanımı hakkında da konuşan Türkeş, teklifte Türkiye Cumhuriyeti'nin fosil yakıtlardan çıkışına yönelik, özellikle de elektrik enerjisi kullanımında kömürün terk edilmesine ilişkin net bir politikaya yer verilmediğinin altını çizdi.
Türkeş, kanun teklifine dair TBMM’nin internet sitesinde yayımlanan habere atıfla “Gördüğümüz kadarıyla teklifte hem sera gazı salımına dair azaltım hedefi yok hem de böyle bir hedef olmadığı için fosil yakıtların, özellikle de kömürden çıkışa dair bir politika yok” dedi.
'Adil geçiş hakkında herhangi bir yükümlülükten bahsedilmiyor'
“Adil geçiş” kavramının, metnin kimi yerlerinde geçtiğini ancak bahse konu kavramın oldukça önemli olduğunu vurgulayan Türkeş, sözlerine şöyle devam etti:
“Özellikle mutlak emisyon azaltım hedefine ulaşmak için fosil yakıtlardan çıkılması, kömürün zaman içinde aşamayla terk edilmesi gerekiyor. Yani fosil yakıtlı sistemler, termik santraller, onlara bağlı sanayiler, yan sanayiler, bütün bunların yerine yeşil dönüşüm olması gerekiyor.
Burada da fosil yakıtlı sistemler ve onlarla bağlantılı alt sistemler, sektörler ya da alt sektörlerde çalışanların yeni düzene uyum göstermesini kapsayan adil geçiş kavramı var. Bu aynı zamanda sınıfsal bir durum. Çünkü burada da farklı toplum kesimleri var. Bununla ilgili de bir herhangi bir yükümlülük ve bir politikadan söz edilmiyor.”
İklim değişikliğine neden olan başta karbondioksit, diazotmonoksit, metan gibi gazlardan bahsedilmediğini belirten Türkeş, “Sera gazlarını azaltmak ve başta ormanlar, çayırlar, meralar, tarım alanları, sulak alanlar gibi yutak alanların kuvvetlendirilmesi ve genişletilmesine ilişkin yükümlülükler, hedefler ve politikalara da doğrudan yer verilmemiş” ifadelerini kullandı.
'Küreselleşme ve pazar ekonomisi kurallarına dayalı bir kanun teklifi'
Türkeş, söz konusu teklifin, Türkiye Cumhuriyeti'nin Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi için sunulan ve bundan sonra da dönemsel olarak sunulacak olan ulusal katkı beyanı belgesi kapsamında ele alındığını belirtti.
Paris Anlaşması’nın ulusal katkı beyanları kapsamında ülkelerin gönüllü yükümlülüklerine dayandığını anımsatan Türkeş, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Dolayısıyla zaten ülkeler ulusal katkı beyanlarında sundukları yükümlülüklerden sorumlu olacaklar. Her şey Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi kapsamında Türkiye Cumhuriyeti'nin sunduğu ulusal katkı beyanı kapsamındaki yükümlülüklere dayandırılmış ve bir herhangi bir ayrıntıya yer verilmemiş. Özel bir politika ve hedef ifade edilmiyor, tartışılmıyor.
Teklife kamucu açıdan baktığımızda yani iklim değişikliği, şiddetli hava ve iklim olaylarının olumsuz etkilerinden en az şekilde etkilenmek için yapılması gerekenler de dâhil olmak üzere pek çok konu ayrıntılı şekilde yer almıyor.”
Türkeş, teklifin, Paris Anlaşması'nın gönüllük esaslı yapısına da dayanarak, hatta ondan bir anlamda esinlenerek küreselleşme ve pazar ekonomisi kurallarına dayalı bir "mücadele" öngördüğünü ifade ederek, teklif hakkında “İş dünyası ve sermayenin bu alanda yatırımlar yaparak, kurulmak istenen emisyon ticareti ve karbon piyasasından para kazanmasını öngören neoliberal politikalara dayalı, küreselleşme ve pazar ekonomisi kurallarıyla işleyecek bir iklim kanunu teklifi diye özetleyebilirim” dedi.
'Bu haliyle var olanın ötesine geçilemez'
Türkeş, “İklim değişikliği ile mücadeleyi amaçladığı ifade edilen teklifle, iklim değişikliğine uyum çalışmalarını planlama, oluşturulan emisyon ticaret sistemi kapsamında gelirler, izin ve denetim, bunlara ilişkin yasal ve kurumsal çerçeve, hatta cezalar olmak üzere kural ve ilkeleri belirlemiş durumdalar” dedi.
Türkeş, teklifin kanunlaşması halinde uygulamaya yönelik ayrı bir iklim kanunu müktesebatının zaman içinde oluşturulması gerektiğini ve bu haliyle var olan olanın ötesine geçilemeyeceğini belirtti.
Türkeş, aktarılan planlama ve uygulama hedeflerinin zamanla rutin bir yasaya dönebileceğine dair işaretler barındırdığını, iklim değişikliği mücadelesinde kullanılması hedeflenen ve başta ABD olmak üzere çeşitli ülkeler tarafından lobi faaliyetleri yürütülen teknolojik araçlara maddi nedenlerle erişimin kolay olmadığını, kurulması planlanan emisyon ticaret sisteminin iklim değişikliği mücadelesine doğrudan katkı sağlamadığını, sermayeye biçilen rol nedeniyle Danışma Kurulu oluşturulacağını, elde edilecek gelirlerin yeşil dönüşüm ve iklim değişikliğiyle mücadele amacı dışında kullanılmayacağına dair olumlu ifadelere yer verildiğini ancak bu gelirlerin nasıl kullanılacağının zamanla ortaya çıkacağını, uygulanması hedeflenen para cezalarının düşük tutarlara sahip olduğunu, ozon tabakasını incelten maddeler ve bunlara ilişkin mevzuatın ayrı şekilde ele alınması gerektiğini vurguladı.
Türkeş’in belirttiği üzere gerekli ayrıntılardan ve hedeflerden büyük oranda yoksun olan kanun teklifinde öne çıkanlar şöyle:
İklim Değişikliği Başkanlığınca takip edilecek
Sera gazı emisyonlarının azaltımı ve iklim değişikliğine uyum faaliyetlerine ilişkin ilerlemeler yıllık bazda İklim Değişikliği Başkanlığınca izlenecek.
Gerekli görülen tedbirlerin alınması amacıyla görev alanı dahilinde; kurumlar arası koordinasyonu sağlamak, faaliyetleri ve standartları belirlemek, gelişmeleri izlemek, karbon fiyatlandırmasına ilişkin piyasaya dayalı mekanizmaları düzenlemekle İklim Değişikliği Başkanlığı yetkili olacak.
Yükümlülükler ve faaliyetler
Kurum ve kuruluşlar, net sıfır emisyon hedefi ve döngüsel ekonomi yaklaşımı ile uyumlu olacak şekilde Ulusal Katkı Beyanında yer alan sektörlerde uygulanmak üzere, enerji, su ve hammadde verimliliği, kirliliğin kaynağında önlenmesi, yenilenebilir enerji kullanımının artırılması; ürünlerin, işletmelerin, kurum ve kuruluşların karbon ayak izinin azaltılması, alternatif temiz veya düşük karbonlu yakıtların ve ham maddelerin kullanımı, elektrifikasyonun yaygınlaştırılması, temiz teknolojilerin geliştirilmesi ve kullanımının artırılması gibi azaltım önlemlerinin alınması, bu önlemlerin adil geçiş gereklilikleri gözetilerek uygulanması ile sıfır atık sisteminin kurulması, uygulanması ve izlenmesiyle yükümlü olacak.
Ulusal Katkı Beyanı, net sıfır emisyon hedefi ve İklim Değişikliği Başkanlığı tarafından yayımlanan veya güncellenen strateji ve eylem planları doğrultusunda; ilgili kurum ve kuruluşlarca iklim değişikliği ile ilişkili mevcut veya olası kayıp ve zararları önlemeye, riskleri en aza indirmeye veya fırsatlardan yararlanmaya yönelik uyum faaliyetleri gerçekleştirilecek.
Planlama ve uygulama
Kurum ve kuruluşlarca hazırlanan plan, program, strateji, eylem planı ve sair politika belgelerinde; yeşil büyüme vizyonu ve net sıfır emisyon hedefi kapsamında iklim değişikliği ile mücadeleye yönelik İklim Değişikliği Başkanlığı tarafından yayımlanan strateji ve eylem planları ile belirlenen esaslar dikkate alınacak.
İklim değişikliği strateji ve eylem planları; sera gazı emisyonlarının azaltımı ve iklim değişikliğine uyum faaliyetlerinin gerçekleştirilmesi amacıyla İklim Değişikliği Başkanlığı koordinasyonunda, ilgili kurum ve kuruluşların işbirliği ile dönemsel olarak ulusal ölçekte hazırlanacak, uygulanacak, uygulaması izlenecek, değerlendirilecek ve gerektiğinde ulusal veya bölgesel ölçekte güncellenecek.
İlin şartlarına uygun olarak strateji, eylem ve uygulama alanlarını belirlemek ve bunların uygulanmasını sağlamak üzere her ilde vali başkanlığında, ilgili kurum ve kuruluşların varsa il veya bölge teşkilat temsilcileri ile yerel yönetimlerin temsilcilerinden oluşan İl İklim Değişikliği Koordinasyon Kurulu kurulacak. Kurulun sekretaryasını Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı taşra teşkilatı yürütecek, Kurulun çalışma usul ve esasları Bakanlıkça belirlenecek.
Yerel iklim değişikliği eylem planları; sera gazı emisyonlarının azaltımı ve iklim değişikliğine uyum amacıyla her ilin bütüncül bir planı olacak şekilde vali koordinasyonunda; büyükşehirlerde büyükşehir belediyesi, diğer illerde il belediyesi ve il özel idaresi tarafından birlikte, ilgili kurum ve kuruluşların katılımıyla hazırlanacak veya hazırlatılacak ve karara bağlanmak üzere İl İklim Değişikliği Koordinasyon Kuruluna sunulacak.
Yerel iklim değişikliği eylem planlarının hazırlanması veya izlenmesi süreçlerinde, ilgili kurum ve kuruluşlar kendilerinden talep edilen belge, bilgi ve veriyi ilgili mevzuat hükümleri çerçevesinde paylaşacak.
Finansal araçlara ilişkin esaslar
Kurum ve kuruluşlarca iklim değişikliği ile mücadele amacıyla yapılacak faaliyetler ve yatırımlar için iklim finansmanı ve iklim değişikliğiyle mücadele teşviki kaynaklarının geliştirilmesi, kullanılması, sigorta araçlarının geliştirilmesi, yeşil ve sürdürülebilir sermaye piyasası araçlarının, banka finansmanının ve diğer finansman araçlarının teşvik edilmesi esas olacak.
Döngüsel ekonomi hedefleri ve sıfır atık uygulamaları çerçevesinde ürünlerin yeniden kullanımı, atıkların yan ürün, alternatif hammadde olarak kullanılması ve geri dönüşüm, geri kazanım ile elde edilen ürünlerin zorunlu kullanım oranlarının belirlenmesine yönelik çalışmalar ilgili bakanlıklarla koordineli olarak Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı tarafından yapılacak ve buna dair destek mekanizmaları geliştirilecek.
İklim Değişikliği Başkanlığı, ulusal, sektörel ve tematik raporlar hazırlayacak; finansal kaynakları iklim değişikliği ile mücadele yatırımlarına yönlendirmeyi kolaylaştırmak üzere iklim değişikliği teşvik mekanizmaları geliştirecek, Türkiye Yeşil Taksonomisini kuracak ve yürütecek.
Türkiye Gümrük Bölgesinde ithal edilen malların gömülü sera gazı emisyonlarını ele almak için Sınırda Karbon Düzenleme Mekanizması (SKDM) kurulabilecek. SKDM'ye ilişkin raporlama, kapsam, içerik, usul ve esaslar ilgili bakanlıklarla koordineli olarak Ticaret Bakanlığı tarafından belirlenecek.
Teknoloji araçlarına ilişkin esaslar
İlgili kurum ve kuruluşlarca hazırlanan planlama ve uygulama araçlarında teknolojik öz yeterlilik kapasitesinin artırılması öncelikli hedef olarak belirlenerek temiz teknolojilerin geliştirilmesi ve kullanımının yaygınlaştırılması esas olacak.
Başkanlık; karbon yakalama ve depolama teknolojileri, hidrojen teknolojisi gibi iklim değişikliği ile mücadeleye yönelik yeni teknolojik gelişmelerin takibi ile bu alanlardaki projelerin geliştirilmesi için ilgili kurumlarla işbirliği yapmaya, kurumların bu alanlarda çalışmalar yapmasını yönlendirmeye ve ilgili kurumlarla koordinasyon yapmaya yetkili olacak.
Emisyon Ticaret Sistemi kurulacak
"İklim Kanunu Teklifi"ne göre, İklim Değişikliği Başkanlığı tarafından ETS kurulacak, ulusal tahsisat planlaması hazırlanacak ve tahsisatların dağıtımı yapılacak. Bu kapsamda esneklik mekanizmaları ile piyasa istikrar mekanizmaları da geliştirilebilecek. Piyasa işletmecisi ETS piyasasını işletecek.
ETS kapsamında esasları yönetmelikle belirlenen doğrudan sera gazı emisyonlarına neden olan faaliyetleri yürüten işletmelerin, bu faaliyetleri gerçekleştirebilmesi için İklim Değişikliği Başkanlığından sera gazı emisyon izni alması zorunlu olacak.
Yönetmelikle belirlenen usul ve esaslar kapsamında, sera gazı emisyon izninin geçerlilik süresi içerisinde tesisin niteliğinde veya işleyişinde gerçekleşen değişiklikler ile sera gazı emisyon izni sahibi gerçek veya tüzel kişilerde meydana gelecek değişiklikler neticesinde sera gazı emisyon izni Başkanlık tarafından güncellenecek veya iptal edilecek.
Karbon Piyasası Kurulu kamudan, Danışma Kurulu sermayeden
Karbon Piyasası Kurulu, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı başkanlığında, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığını, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığını, Hazine ve Maliye Bakanlığını, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığını, Ticaret Bakanlığını, Tarım ve Orman Bakanlığını, Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığını temsilen birer bakan yardımcısı, Cumhurbaşkanlığı Strateji ve Bütçe Başkan Yardımcısı, Sermaye Piyasası Kurulu Başkanı, Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu Başkanı ve İklim Değişikliği Başkanından oluşacak.
Kurul, ulusal tahsisat planını onaylayacak, ETS piyasasında ücretsiz tahsisatların dağılımına karar verecek, birincil piyasada satışa sunulacak tahsisat miktarını tespit edecek, ETS kapsamında hangi oranda denkleştirme işlemlerinin kullanılabileceğine karar verecek, ETS ile ilgili plan, politika, strateji ve eylemleri belirleyecek; uluslararası karbon piyasasına konu olacak sektör, proje ve faaliyetleri tespit edecek; ilgili sınırlamaları, ithal ve ihraca ilişkin temel politikayı belirleyecek.
Danışma Kurulu ise Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği Başkanı başkanlığında, Müstakil Sanayici ve İşadamları Derneği, Türk Sanayicileri ve İşinsanları Derneği, Uluslararası Yatırımcılar Derneği, Türkiye İhracatçılar Meclisi, Dış Ekonomik İlişkiler Kurulu, Türkiye Bankalar Birliği, Türkiye Sigorta, Reasürans ve Emeklilik Şirketleri Birliği, Finansal Kurumlar Birliği ve Türkiye Sermaye Piyasaları Birliğinin karar alıcı düzeyde birer temsilcisi, Başkanlık temsilcisi ile gerektiğinde konusuna göre davet edilecek diğer kamu kurum ve kuruluşlarının, meslek kuruluşlarının, sivil toplum kuruluşlarının ve üniversitelerin birer temsilcisinden oluşacak.
Danışma Kurulunun sekretaryasını Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği yapacak. Danışma Kurulu, ETS ve uluslararası karbon piyasası ile ilgili strateji ve eylemlere ilişkin istişari nitelikte kararlar alacak. Bu kararları sekretarya, Karbon Piyasası Kuruluna sunulması amacıyla gerekçeleriyle birlikte Başkanlığa gönderecek.
'Gelirler yeşil dönüşüm ve iklim değişikliğiyle mücadele için kullanılacak'
Teklifte, düzenleme kapsamında elde edilecek özel gelirlerin ve bu gelirlerin bütçeleştirilmesine ilişkin hükümler de düzenleniyor.
Düzenlemede belirlenen amaçlarda kullanılmak üzere, "sera gazı emisyon izni alınması kapsamında elde edilecek gelirler", "ETS kapsamında birincil piyasadaki tahsisat satış gelirleri, piyasa istikrar mekanizması kaynaklı işlemlerden elde edilen gelirler", "piyasa işletmecisinin ETS piyasasından elde ettiği gelirlerin yüzde 50'si", "uluslararası karbon piyasalarında yetki verilen karbon kredileri için alınan katkı payları", "Kanun kapsamında uygulanan idari para cezalarının yüzde 50'si" özel gelir olarak kaydedilecek.
Bu gelirler karşılığı tutarların tamamı İklim Değişikliği Başkanlığı bütçesinde özel ödenek olarak öngörülecek ve Başkanlık tarafından kullandırılacak.
İklim Değişikliği Başkanlığı, döner sermaye işletmesi kurmaya yetkili olacak. Döner sermaye işletmesinin kuruluş sermayesi 10 milyon Türk Lirası olacak. Anılan sermaye miktarını 5 katına kadar artırmaya Cumhurbaşkanı yetkili olacak.
Bu gelirlerin, yeşil dönüşüm ve iklim değişikliğiyle mücadele amacı dışında kullanılamayacağı belirtildi.
Kanun teklifinde yeşil dönüşüm ve iklim değişikliği ile mücadele desteklerinin kullanımı da hüküm altına alınacak.
Buna göre, Türkiye'nin yeşil dönüşümünü ve iklim değişikliği ile mücadelesini desteklemek amacıyla sera gazı emisyonlarının azaltımı veya iklim değişikliğine uyum potansiyeli yüksek olan iklim dostu yatırımlar ile yeşil büyümenin gerektirdiği araştırma, geliştirme ve sektörel teknolojik dönüşüm ihtiyacının karşılanmasına katkı sağlayan faaliyetlerin ve bu kapsamda uygulamaya konulan mekanizmaların desteklenmesi esas alınacak.
Para cezaları 500 bin TL’den başlayacak
Kanun teklifinde, düzenlemede yer alan yükümlülüklere ilişkin idari yaptırımlar da belirlendi.
Buna göre, sera gazı emisyonlarının takibine ilişkin yasaklara veya sınırlamalara aykırı olarak, doğrulanmış sera gazı emisyonu raporunu süresi içerisinde sunmayanlara, 500 bin Türk lirasından 5 milyon Türk lirasına kadar idari para cezası verilecek. Bu hükmün uygulanmasına ilişkin usul ve esaslar, tesislerin kurulu kapasitesine göre ihtiyatlı olarak hesaplanan yıllık emisyonu göz önünde bulundurularak yönetmelikle belirlenecek. ETS kapsamında olan işletmelere bu cezalar 2 kat olarak uygulanacak.
Ozon tabakasını incelten maddelere ilişkin mevzuatla belirlenen usul ve esaslara, yasaklara veya sınırlamalara aykırı olarak, ozon tabakasını incelten maddeleri kullanan, ithal eden, ticaretini yapan ve piyasaya arz edenlere 2,5 milyon Türk lirası, ozon tabakasını incelten maddeleri içeren ürünlere veya ekipmana bakım, onarım ve servis amaçlı hizmet veren gerçek ve tüzel kişilere 250 bin Türk lirası, ozon tabakasını incelten maddeleri içeren ürünlerin veya ekipmanın etiketlenmesi hükümlerine uymayanlara 120 bin Türk lirası idari para cezası verilecek.
Florlu sera gazlarına ilişkin usul ve esaslara, yasaklara veya sınırlamalara aykırı olarak, florlu sera gazlarını kullanan, ticaretini yapan ve piyasaya arz edenlere 2,5 milyon Türk lirası idari para cezası verilecek ve 3 aydan 6 aya kadar Hidroflorokarbon Kontrol Belgesi verilmeyecek.
Hidroflorokarbonları kotasız ve kotayı aşan miktarlarda ithal edenlere 1 milyon Türk lirası idari para cezası verilecek ve takip eden yıl, kotayı aşan miktar oranında kotasında kesintiye gidilecek.
Florlu sera gazları içeren kapların, ürünlerin veya ekipmanların etiketlenmesi hükümlerine uymayanlara 120 bin Türk lirası idari para cezası verilecek.
Bildirim ve raporları veri tabanına süresi içerisinde girmeyen ya da verileri güncellemeyenlere 120 bin Türk lirası idari para cezası verilecek.
Florlu sera gazı içeren veya çalışması bu gazlara dayanan ekipmana müdahale eden gerçek ve tüzel kişilere 120 bin Türk lirası idari para cezası verilecek.
İdari para cezası miktarı 50 milyon lirayı geçemeyecek
Teklifte belirtilen idari para cezaları, bu cezaların verilmesini gerektiren fiillerin söz konusu cezaların ilgilisine tebliğ edildiği tarihten itibaren 3 yıl içinde birinci tekrarında bir kat, ikinci ve müteakip tekrarında 2 kat artırılarak verilecek.
Bu kanun teklifi kapsamında her bir fiil için uygulanacak idari para cezası miktarı 50 milyon Türk lirasını geçemeyecek.
Elektrik Piyasası Kanunu'na yeni hüküm ekleniyor
Kanun teklifinde, Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu’nun Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun'da da değişikliğe gidiliyor.
Buna göre, Enerji Piyasası Düzenleme Kurulu (EPDK), Emisyon Ticaret Sistemine ilişkin olarak Elektrik Piyasası Kanunu ve diğer kanunlarla Enerji Piyasası Düzenleme Kurumuna verilen görevleri yerine getirmek ve yetkileri kullanmakla görevli olacak.
Piyasa bozucu davranış türleri ile piyasa bozucu davranışların önlenmesi amacıyla ilgililer hakkında piyasada faaliyet gösterme yetkilerini, geçici olarak kısmen veya tamamen durdurmak dahil, piyasanın etkin ve sağlıklı işleyişini temin için gerekli her türlü tedbirin alınmasına ve uygulanmasına ilişkin usul ve esaslar ile idari para cezası tutarının tespitinde dikkate alınacak hususlar, Sermaye Piyasası Kurulunun görüşü alınarak EPDK tarafından yönetmelikle düzenlenecek.
ETS tamamen uygulanmaya başlanmadan önce pilot dönem uygulaması yapılacak. Pilot uygulama döneminin kapsamı, süresi ve uygulamaya ilişkin usul ve esaslar ilgili kurum, kuruluş ve sivil toplum kuruluşlarının görüşü alınarak Karbon Piyasası Kurulunca belirlenecek. Pilot uygulama döneminde, düzenlemede belirtilen yükümlülüklerin yerine getirilmemesi sebebiyle tesis edilen idari para cezaları yüzde 80 oranında indirilmek suretiyle uygulanacak.
Düzenlemenin yürürlüğe girdiği tarihten itibaren 3 yıl içerisinde ETS kapsamı dahilinde yer alacak işletmeler sera gazı emisyon izni almak zorunda olacak. Üç yıllık süre içerisinde işletmelerin, ETS kapsamında faaliyetlerine devam edebilmeleri için bir kereye mahsus olmak üzere sera gazı emisyon izinlerinin olduğu kabul edilecek.
Eylem planlarının 31 Aralık 2027'ye kadar hazırlanması öngörüldü
Projelerini, İklim Değişikliği Başkanlığınca belirlenen sürede karbon kredisi kayıt sistemine kayıt ettirmeyen proje sahiplerine 120 bin Türk lirası idari para cezası verilmesine ilişkin hüküm, Başkanlıkça belirlenen sürenin resmi internet sitesinde duyurulmasıyla uygulanmaya başlayacak.
Kanun teklifinde belirtilen mevzuata ve planlama araçlarına ilişkin hazırlama ve uyarlama yükümlülükleri ilgili kurum ve kuruluşlarca en geç 31 Aralık 2027 tarihine kadar yerine getirilecek. Cumhurbaşkanı, bu süreyi bir yıla kadar uzatmaya yetkili olacak.
Yerel iklim değişikliği eylem planları, en geç 31 Aralık 2027 tarihine kadar hazırlanacak. Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı, bu süreyi, bir yıla kadar uzatmaya yetkili olacak.
İklim krizi bir yılda 1257 kez kendini hatırlattı |