Kim Ne dio?
Kınadığın şey başına gelir derler ya. Tam olarak bu türden bir olay yaşadım. Erasmus’a gitmeden önce yaklaşık 2 yıla yakın çok güzel giden bir ilişkim vardı. Kabul alacağımı asla düşünmezken beklenmedik bir şekilde Erasmus programı için Belçika’da bir üniversitede kabul aldım. Etrafımdaki herkes Erasmus’a gitmeden önce ayrıl, Erasmus’ta ne olacağı belli olmaz gibi şeyler söylüyordu ama ben kendimden çok emin olduğum için ben asla aldatmam, öyle şeyler olmaz gibi geçiştiriyordum. Hayatımda ilk defa yurt dışına çıkacaktım ve neredeyse 6-7 ay Avrupa’da olacaktım. Benimle aynı üniversiteden birkaç arkadaşım daha geldi. Gelen ekipteki çoğu insanın bir sevgilisi vardı. Erasmus’a gidenleriniz varsa bilirler ilk bir iki hafta tamamen oryantasyonla geçiyor. O sırada çok fazla insanla tanışıp kaynaştım. Okulun erasmus toplulukları sürekli parti veriyordu. Ben herkese sevgilim olduğunu söylüyordum tabii ki. Türkiye’den gelen ekipten biri “Erasmus’ta olan Erasmus’ta kalır.” Mottosunu ortaya attı ve hepimiz burada olan şeyleri kimseye söylememeye karar verdik. Alkol çok ucuz, sürekli parti, deli gibi eğleniyoruz. Türkiye’den gelen sevgilisi olduğunu bildiğim insanlar başka biriyle öpüşüyorlar, birden ortadan kayboluyorlardı ve hayretler içerisinde onları izliyordum. Herkes bana o kadar gelmişsin, nolacak diyordu. Tabii sürekli yabancı erkekler yakın temasta dans etmek ve öpüşmek istiyorlar. Dans tekliflerini reddetmiyordum, çünkü sonuçta danstı yani aldatmak sayılmazdı. Bu sırada erkek arkadaşımla çok az konuşabiliyoruz çünkü sürekli olarak bir etkinlik oluyor. Aramızda ufaktan görüşememekle alakalı tartışmalar çıkıyordu ama o kadar eğleniyordum ki bunu düşünmeye zamanım bile olmuyordu. İlk şokumu oda arkadaşımla yaşadım. Bir parti dönüşünde odaya girdiğimde bir çocukla basmış bulundum. Baya utanç verici bir andı ama o kadar umursamadılar ki. Bir süre sonra böyle şeylere maruz kaldıkça size de normal gelmeye başlıyor. Başka birileriyle öpüşsem ne olabilir ki diye düşünmeye başladım. Kimse görmeyecekti, kimsenin haberi olmayacaktı. Bölüm arkadaşlarımla da çok iyi anlaşıyorduk o sıra. Kalabalık ve çok eğlenen bir arkadaş grubumuz vardı. Aralarından biriyle ama daha farklı bir ilişkimiz vardı. Bilmiyorum nasıl tarif etsem ama birbirimize dokunduğumuzda garip bir elektriklenme oluyordu. Brüksel’de 1-1.5 ayımdı belki. Yine bir partide baya sarhoş olmuş, deli gibi dans ediyorduk bu çocukla. Bir süre sonra sadece dans etmekle kalmadık ve öpüştük. Yani öpüştük derken böyle dudaklar dokundu değdi gibi düşünmeyin. Karşılık versem bile gecenin sonunda hıçkıra hıçkıra ağlayıp vicdan azabı çektim. O kadar anlayışlı biriydi ki bir gün sonra normal arkadaşmışız ve dün gece hiçbir şey olmamış gibi yanıma geldi. Bana sadece akışına bırakmamı söyledi. Devamı aşağıda
Birkaç hafta içinde partiden partiye biz böyle öpüşmeye hatta bir tık üstü sevişmeye kadar gittik. Bu sıra sevgilimle konuşuyoruz ama o da çok umursamaz davranıyor bana karşı ve artık vicdan azabı çekmiyordum. Yani birkaç aylık bir kaçamaktı. Bir daha hayatımın hiçbir evresinde görüşmeyeceğim bir insandı. Sevgili gibi değildik, kiss buddy gibi bir şeydik. Bu sırada çocuk, tatile bir iki haftalığa ailesinin yanına döndü. Birbirimize karşı bir bağlılığımız yoktu. Ben yokken başka kızlarla birlikte olduğunu biliyordum. Onun yokluğunda girls night yapmaya her gece farklı barlara gidiyorduk. Tabii gece bir erkekle başlayıp başka bir erkekle öpüşerek bitiyordu. Bir süre sonra eğlenceli gelmeye başlamıştı. French kiss nedir ve nasıl yapılır bunları öğrenmiştim. Sevgilimi aldatıyor gibi de hissetmiyordum garip bir şekilde çünkü bu yaşadıklarım çok tensel şeylerdi. Biz bunları yaşarken tabii bazı arkadaşlarımın Türkiye’de aldatıldığını ya da sevgililerinden ayrıldığını öğrendim. Yani sen aldatmasan o da bir şekilde seni aldatacaktı. Onun da bana bağlılığın azaldığını biliyordum ama tekrar bir araya geldiğimizde eski halimize dönebilirdik. Her zaman takıldığım çocuk geri döndüğünde ise artık benimle birlikte olmak istediğini hissettiriyordu yavaş yavaş. Öpüşmek ya da sevişmek bir noktada okeydi ama birlikte olmak gerçekten aldatma sayılacaktı. Sonra düşündüm ve hayatımda bir kez olabilecek bir kaçamaktı. Sevgilimle sonumuzun ne olacağı belli değildi ve aklıma bile gelmiyordu. Belki o kadar da sevmiyorumdur diyerek birlikte oldum çocukla. Benim için çok farklı bir tecrübeydi. Size bunlar çok abartı ya da çok korkunç gelebilir ama erasmusa çıkan ve o ortamı görenler varsa aranızda beni çok da garip karşılamayacaktır. Avrupa’da bu tarz şeyler gerçekten de çok normal. Hayatımda bir kez olabilecek bir kaçamaktı ve ben bunu sonuna kadar değerlendirdim. Tabii bu yaşadıklarımı erasmus dönüşünde arkamda bırakarak Türkiye’ye döndüm. Sevgilimle sallantıda olan ve mesafe yüzünden zaten açılmış olan ilişkim onun Türkiye’de beni sürekli kısıtlandırmaya çalışmasıyla kısa bir sürede bitti. Aldatıldığını hiçbir zaman öğrenmedi. Aslında Brüksel’de yaşadıklarımı ben ve en yakın arkadaşım dışında kimse öğrenmedi. Öğrense sadece daha fazla üzülecekti. Sadece şunu söylemek istiyorum erasmusa giden bir sevgiliniz olursa bence o ilişkiyi daha fazla devam ettirmeyin.