Internette tartistigimiz bir arkadas bir soru sordu. Fikirlerimi toplayip uzunca bir cevap yazdim.
Tartışmanın özü: taksim gezi parkında ağaçlr kesilmeyecek ve daha da yeşillendirilerk modern proje yapılack burda sorun nerde ?
Bir cok sorun var ve birbirine baglantili. Bir cok insan hukumetin “modern” diye tanimladigi yapilanmalardan memnun degil. Bir cok insan bu gune kadar bu tip projelerde yapilanlara bakip hukumetin “agac kesmiycez, guzellestiricez” sozune guvenmiyor. Basbakan da oraya ne yapilacagi konusunda bir cok farkli mesajlar verdi konusmalarinda. Dedikleri “Tam bilmiyorum ama her en olursa olsun benim dedigim yapilicak” diye anlasiliyor bir dolu insan tarafindan (ben de boyle goruyorum). Bunun yaninda bir cok insan Basbakan'in nerdeyse her konuda “ben ne dersem o olucak” seklinde gorunen tavrina karsi. Bu proje, bundan once baglantili bir dolu gelismenin, icraatin ve bunlarin algisinin bardagi dolduran son damlasi haline geldi. Bu sorunlar projeye ozel olan tepkinin nedeni bana gore.
Biraz da bu park direnisinin neden bu kadar yanki buldugunu ve daha genis ve gorece uzun soluklu protestolara neden oldugunu aciklamaya calisayim.
Burda (phoenix, amerika'da) bana Turkiye'de neler oldugunu soranlara soyle diyorum. Turkiye MIsir Libya gibi degil, hukumetimiz secimle geldi ve insanlarin %50'ye yakininin destegiyle. Ama hukumet, ozellikle son bes senedir kendisine oy vermeyen yuzde elli yokmus gibi davraniyor. Biz boyle goruyoruz. Ne zaman AKP'ye oy vermeyen kisiler seslerini yukseltmeye kalksa, polis baskisiyla/siddetiyle ve medya sansuruyle eziliyorlar. Seslerini duyurumanin her yolu siddetle ve baskiyla kapatiliyor. Demokrasi 4 senede bir secim ortasinda krallik degil bana gore. Halkin 50'sinin oyunu almis bir basbakan, halkin diger %50'sinin de guvenini kazanmak zorunda. En azindan iyi niyetle kazanmaya calismak zorunda. Fikirleri aciklikla dinlemek ve cogu problemde orta yolu bulmak zorunda. Ama bizim gordugumuz basbakan eline gecen her firsatta bu iki tarafin farkliliklarini on plana cikarip anlayis ucurumunu daha da buyutmeye calisiyor. Evet AKP'nin oylari her secimde artti ama bunun maliyeti insanlarin birbirini daha da farkli ve hatta dusman gormesi oldu. Bunu biraz acayim:
AKP secmenleri karsiya bakip, (tahminimce sayica cok az olan) basortululere agza alinmaz hakaret edenleri goruyor. Onu cogu zaman butun %50'ye genelliyor. AKP'ye oy vermeyenler de AKP'ye bakip tahminimce sayica cok az kisinin destekledigi “her kadin carsafa girecek” seklinde bir tavir goruyorlar. Onlar da onu diger %50'ye genelliyorlar. Bu anlayis ucurumu nedeniyle iki taraftaki radikkaller daha da artiyor ve orta yol bulmak, insanlarin biririne anlayisi guveni azaliyor.
Bana gore politikacilarin gorevi boyle ucurumlari kucultmek onlarin uzerinde kopruler kurmak ve insanlari birine yaklastirmaktir. Halkin buyuk cogunlugu (%50 degil %80i mesela) kendini ulkede yapilanlara ortak hissetmezse, ilerleme olsa bile yapilanlar kolaylikla yikilir. Ama hem AKP'ye hem de CHP'ye bu ucurumun arasini acmak benzersiz bir oy kuyusu gibi geliyor. Bu yuzden iki taraftan da diger tarafin en radikallerinden ornekler dinliyoruz.
Bu park protestosu “aa bak kafirler camide icki icmisler” ya da “aa bak seriatcilar zorla carsaf giydirmisler, oruc tutmayani dovmusler” ezberlerini bir nebze de olsa bozmayi basarmistir. Iki tarafta da ezberi saglam olanlar ezberlediklerini bagirmaya devam da ettiler ama bir cok kisi bence ezberini sorguladi biraz.
Bu park protestosunun bir cok sehirde boyle yanki bulmasinin toplumsal nedeni budur bana gore. Buna bir de polisin akla hayale gelmiycek siddeti ve medyanin ilk uc dort gun suskunlugu eklenince isler bu hale geldi.
Bilmem derdimi biraz anlatabildim mi?
Tesekkurler,
Cem