Müslüman Kardeşler kurucusu Hasan El-Benna'nın kızından olan torunu Tarık Ramazan 31 Ocak 2018'den beri Fransa'da göz altında tutuluyor. Tecavüz ile suçlanan ünlü profesör, dosyada ki çelişkilere rağmen hala denetimli serbest olamıyor.
Her şey, Ekim 2017'de ABD'yi kasıp kavuran Me Too (Ben de) hareketi ile başladı. O dönemde birçok ünlü aktris, sinema dünyasının önde gelen kişilerini tecavüz ile suçlamasıyla başlamıştı.
Çok geçmeden bu sefer Fransa'da "Balance ton porc" (domuzunu ifşa et) sloganı gündeme bomba gibi düştü. Fransa'da kadınlara tecavüz edenlere domuz dendiği için seçilen slogan ile medya, siyaset ve iş dünyasından ünlüler tecavüz ile suçlanmaya başlandı.
O kadar ünlü kişinin suçlanmasına rağmen hiçbiri hakkında dava açılmadı ve olay öylece kapanıp gitti. Bir tanesi hariç. O da Tarık Ramazan hakkında yapılan suç duyurusu idi.
Henda Ayari adlı bir kadın, 2016'da yazdığı "Özgür olmayı seçtim" adlı hayatını anlatan kitabında tecavüze uğradığını anlatıyor ancak kim olduğunu sır gibi saklıyordu.
Bu olaylar üzerine, sosyal medya hesabından, Ekim 2017'de tecavüzcünün Tarık Ramazan olduğunu açıkladı.
Handa Ayiri kimdir?
Öncelikle bu kadının kimliğine bakmak gerekiyor. Gençliğinde selefi olduğu, peçe ile dolaştığı, radikal İslam yanlısı olarak öne çıkan biri. 21 yaşında tanıştığı peçeyi 13 yıl boyunca, 2010 yılına kadar takmasına rağmen, iş bulmak için başörtüsünü çıkarrtını iddia ediyor.
Selefi olan kocasından boşandığı ve 3 çocuğunun velayetini kaybettiği için bunu yaptığını anlatıyor. Hala dini duyguları o dönemde yüksek olduğu için ve suçluluk piskolojisi ile sorunlarına cevap aramak için Tarık Ramazan'la yakınlaşmaya çalışıyor.
Fakat zamanla sosyal medyada daha da açık fotoğraflarını yaınlamaya başlıyor.
2015 yıldan itibaren ise radikal bir karar alıp dernek kurarak, kendini laik, feminist aktivist olarak tanıtıyor ve başörtü karşıtı eylemlerde yer alıyor.
O yıldan itibaren özellikle Siyonist ve İslam düşmanı çevreler tarafından yakın markaja alınan Ayari, yukarda bahsi geçen kitabı da o çevrelerin yardımı ile yayınlanıyor.
Ona özellikle el uzatanların başında Caroline Fourest adlı gazeteci-yazar geliyor. Kendisi açık açık "katı laikliğin" savunucu olduğu gibi, ilginç bir şekilde de birçok kez Tarik Ramazan ile TV kanallarında tartışmış ve hakkında kitap yazmış biridir. İslam düşmanlığı ön plana çıkan bu kadının, Ramazan'ı suçlayan kadın ile yakın ilişkileri olması, Ramazan destekçileri tarafından sorgulanan bir durum olmuştur.
Tarık Ramazan ise suçlamaları reddetmesine rağmen gönüllü olarak ifade vermeye geldiği Fransa'da, 31 Ocak 2018'de tutuklanmıştır.
Ramazan'ın Anne ve Babası Mısır'dan kaçtıktan sonra İsviçre'ye yerleşiyor. Tarık'da orada doğuyor. 4 erkek ve 1 kız kardeşi olan Tarık içlerinden en ünlüsü. Türkiye'ye yakınlığı ile bilinen Hani Ramazan ile birlikte özellikle Fransa'da konferans vermeye başlayan kardeşler, binlerce genci rahatlıkla toplayabiliyor.
Tarık Ramazan, Fransa'da Müslümanların, sesi, umudu olmaya başladığında medyanın ilgi odağı olmaya başlıyor. Her televizyona çıktığında ilgiyle izleniyor, başta eski Cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy, eski başbakan Manuel Valls gibi kişileri canlı yayında alt etmesi gururlandırıyordu.
Yılda bir kere yapılan Müslümanlar kongresine onun sayesinde binlerce genç katılıyordu. Tabi bu durum islamofob ve ırkçıları çileden çıkartıyor aleyhinde kampanyalar yapılıyordu.
2017 yılında önce ağabey Hani Ramadan'ın yazdığı bir yazı nedeni ile Fransa'ya girişi yasaklandı. Daha sonra da Tarık tecavüz ile suçlandı. Ardından 3 bayan daha aynı gerekçelerle şikâyette bulundu.
Medya, istediğini bulmuş, her türlü saldırıyı yapıyordu. Hatta olayı daha da ileri götürerek kim ve neci olduğu bilinmeyen insanların ağzından pedofili suçlaması bile yapıldı.
Tecavüz suçlaması
Ramazan hakkında 4 kadın suçlamalarda bulundu. 4. Kadın İsviçre'de şikâyette bulunduğu için onun hakkında şimdilik hiçbir bilgi yok. 3. Kadın olarak bilinen kişi ise 2013 – 2014 yılları arasında 9 sefer tecavüze uğradığını iddia etmişti. Sunulan belgeler sayesinde, Ramazan, Mounia adlı kadın ile gönüllü ilişki yaşadığını kabul etti ve şikâyetin geri çekilmesini sağladı.
Dava sürecinde, gönüllü ilişki yaşadığı kişinin ilk başta tecavüz ile suçlayıp sonradan vazgeçmesi ise, Ramazan'ın itibarına yönelik hamle olarak görülüyor. Öte yandan, gönüllü ilişiklisi olduğunu bile bile tecavüz suçlaması yapan kadın hakkında hiçbir işlem yapılmadığı gibi, diğer davalar için tanık olarak atanması ayrıca göz ardı edilememesi gereken bir durum.
Öte yandan 3 kadının da ortak özelliği de hepsinin Caroline Fourest adlı gazeteci ile yakın temasta olması dikkatleri çekti.
Ayari'den sonra davacı olan kadın ise ilk başta gerçek ismi ile ortaya çıkmadı. Adına "Christelle" dendi ve sonrada Müslüman olan Fransız kadın olarak tanıtıldı. O da 2009'de bir sefer tecavüze uğradığını iddia etti. Ramazan ise ne Ayari ile ne de bu kadınla hiçbir şekilde özel görüşmediğini anlattı.
Davada yaşanan gelişmeler
Dava sürecinde birçok gelişme yaşandı. Ayari'yi tanıyan başta üvey kardeşi olmak üzere birçok kişi onun aleyhinde tanıklık etti. Kişilik bozukluğundan, dengesizliğine kadar deliller sunuldu.
Hatta ilk başlarda Ayari, Mart 2012'de tecavüze uğradığını iddia etmiş, daha sonra ise 29 Mayıs 2018'de "kesin deliller bulduğunu" söyleyerek olayın tam 26 Mayıs 2012'de gerçekleştiğini iddia etmişti.
Ancak, Ramazan'ın avukatı sunduğu delillerde, tecavüzün olduğu iddia edilen tarihten sonra Facebook görüşmelerini yayınladı. Orada Ayiri açıkça "bazı insanların ondan Tarık'ı tuzağa düşürmesini" istediğini, o da kızgın olduğu için ilk başta kabul ettiğini söylüyordu.
Buna rağmen Ramazan serbest bırakılmadı.
Asıl delil ise Ayari'nin üvey kardeşinden geldi. Sunduğu video görüntülerinde o tarihte kardeşinin, Paris'e 150 km uzaklıktaki Rouen şehrinde kendi düğününde olduğunu ispatladı. Aynı saatlerde Paris'te olamayacağı için Ayari'nin suçlamaları otomatik olarak düşmesi gerekiyordu.
Pazartesi günü, bir televizyon programında kararı eleştiren Ramazan'ın avukatı ise, müvekkilinin, kemik erimesi hastası olduğunu, 11 kilo kaybettiğini ve yürümekte zorluk çektiğini anlattı.
İddiasına göre "mahkemesini beklerken, adalet sarayında merdivenlerden düşen ancak iki saat boyunca hiç kimsenin yardım etmediği için kalkamayan", Ramazan skandal karar ile tutulması soru işaretlerini beraberinde getiriyor.
Bir diğer bomba açıklama da "Christelle" denen kadın hakkında geldi. 18 Temmuz'da, Ramazan ile yüzleşmesi gerekirken, hasta olduğu gerekçesi ile görüşmeye gelmedi.
Öte yandan Ramazan'ın destek komitesine başvuran iki araştırmacı gazeteci "Christelle'in" tecavüze uğradığını iddia ettiği gün, Ramazan'ın konferansına katıldığını belgelediklerini açıkladılar. Yani, gündüz Ramazan tarafından tecavüze uğrayan kadın, akşam onun konferansına katılması, ortada tecavüz olmadığının en büyük delili idi.
Buna rağmen hakimler "Ayari'nin tarihlerde çelişkilerine rağmen, genelde ciddi deliller nedeni ile hapiste tutulmasına" karar verildiğini açıkladı.
Daha sonra, 25 Temmuz'da ise, Fransa'da devletine çalışan gizli bir tanığın ifadesi basına sızdı. Tanık ifadesinde Ayari'nin kendisi ile birkaç kez görüştüğünü en sonunda onunla ilişkiye girmez ise tecavüz ile suçlayacağı söylediğini anlattı.
Tanığın söylemlerine göre, devlete çalıştığını gösteren belgeyi sunduğunda, Ayari korkup kaçmış. "Kendisi bir psikopat ve devletin ona zarar vermeye çalıştığını düşünüyor" dediği yine basında yer aldı.
Bu arada, Ayari, yine aynı çevrenin desteği ile ikinci kitabını yazdı. "Hiç bir zaman ne başörtülü, ne de Tecavüze Uğrayan" (Plus jamais voilée, plus jamais violée) adlı kitabında yine İslam saldırmayı da ihmal etmedi. Ayrıca, Internetten kampanya başlatarak bol "avukat" parası topladı.
Ramazan'ın tutukluk hali aslında artık siyasi bir davaya dönüşmüş durumda. Bu kadar çelişkili ifadeler ve yalanlardan sonra en azından denetimli serbest olması ve yargılanması gerekiyordu.
O kadar ünlü kişiler aynı suçlamalar olmasına rağmen ifadeye bile çağrılmaz iken çifte standart uygulanması çok bariz görünüyor.
Naom Chomsky gibi bir çok ünlü kişi de Tarık Ramazan'ın acilen serbest bırakılma çağrısı yaptı.
Intenrette tepkiler çığı gibi büyümeye devam ediyor.
Naom Chomsky gibi bir çok ünlü kişi de Tarık Ramazan'ın acilen serbest bırakılma çağrısı yaptı.
Intenrette tepkiler çığı gibi büyümeye devam ediyor.
Önümüzde ki günlerde, Ramazan diğer "Christelle" ile hasta olmaz ise yeniden yüz yüze gelecek. Ancak, sonuç ne olursa olsun, Fransa'da adaleti büyük bir güven sarsıntısı yaşamış durumda.
Bakalım bu sınavdan Fransa adaleti nasıl çıkacak.